İnsan bedeninin görme, işitme, koku alma, dokunma ve koku alma gibi beş ana duyguya sahip olduğu bilinir. Kullanılan bu duyular bazen birbirinden bağımsız gibi düşünülebilir. Yapılan çalışmalar ve nörolojik gözlemler sonucu bu beş duyunun birbiriyle etkileşim halde oldu ispatlanmıştır. Koku duyusu, diğer duyularla kuvvetli bir bağ kurarak hem duygusal hem de fiziksel olarak etkileme özelliğine sahiptir. İnsanlık tarihinin en eski ve en etkileyici duyularından birisi olan koku, bazen huzur yaratırken bazen gerginlik doğurabilir.

Bir papatya tarlasının ortasından geçtiğinizde burnunuza tatlı esintiler doğar. Bu his sizi bir çocukluk anısına, etkisinde kaldığınız bir kişiye veya tatlı bir yaz akşamına kadar götürebilir. Kokular, yalnızca burunla değil aynı zamanda diğer duyularla derin bir bağ kurma etkisine sahiptir. Parfüm seçimi, meditasyon, yemek yapımı ve dekorasyon olmak üzere birçok alanda kokuların bilinçli şekilde kullanılması ile yaşam kalitesini artırdığını söylemek doğru olabilir.

Kokuların Diğer Duyular Üzerindeki Etkisi Nedir?

Kokular bir tek burnumuza değil, anılarımıza, duygularımıza ve diğer farklı duyularımıza hitap eden güçlü bir araçtır. Koku alma duyusu tat alma duyusuyla bir bağ kurarak, görsel hafızayı tetikleyici bir etkiye sahiptir. Dokunma ile işitme üzerinde kurmuş olduğu doğrudan olmasa da dolaylı bir his ile etkiye sahiptir. Duyular arası iletişimin merkezinde yer alan kokuları, bilinçli şekilde kullandığınızda yaşam kalitenizi artırmanız mümkündür. Yaşam kalitesini artırabilmek için kokuların bilinçli bir tercih alanı olduğunu söylemek mümkündür.

Seçimini yapacağınız parfümler, yemek hazırlığı, kişisel bakım ürünleri ve ortam ambiyansı için günlük tercihlerde de kullanılabilir. Günlük hayatta kullanılan kokular, bir tek boşluk yaratmanın dışında aynı zamanda hissedilen duygular üstünde de direkt olarak etkiye sahiptir. Psikoloji, aromaterapi, gastronomi ve parfüm endüstrisi olmak üzere farklı alanlarda kullanıldığını söylemek mümkündür. Tam da bu noktada kokuların çok yönlü etkisi direkt olarak görülebilir. Hangi kokuların hangi duyulara hitap ettiği bilindiğinde, yaşam içerisinde daha bilinçli tercih yapabilmek mümkündür.

Bu sayede duyularımızı daha uyumlu bir dengeyle yönetim sağlamak mümkün olur. Kokular, işitme ve dokunma gibi diğer farklı duyular üzerinde dolaylı olarak etkiye sahiptir. Rahatlatıcı lavanta, yasemin veya ylang-ylang gibi kokular dinlendirici ve sakin bir tonda müzik ile kullanıldığında zihni sakinleştirme özelliğine sahiptir. İnsan beyni, tek seferde birden fazla duyusal veriyi işleyerek birbirlerinden destek almasını sağlar. Bundan dolayı meditasyon seanslarında tercih edilecek olan kokular, ses terapileri ile birlikte kullanılmaktadır.

Kokuların Dokunsal Hisleri Çağrıştırması

Bazı kokuların dokunsal hisler uyandırdığı araştırmalar üzerine saptanmıştır. Buna bir örnek verilecek olursa; vanilya veya hindistan cevizi gibi bir koku, yumuşak ve kadifemsi bir his yaratabilmektedir. Nane veya mentol gibi kokular ise başta keskinlik ve serinletici bir dokunuş çağrıştırabilmektedir. Kokuların birbiriyle etkileşime girmesi ile birlikte parfüm ve kişisel bakım ürünlerindeki tasarımlar ön plana çıkmaktadır.

Bir duş jeli veya şampuan mentol içeriğine sahipse bir tek serinletici etki sağlamaz. Bunun yanı sıra ferah bir his sağlayarak kullanıcı deneyimini olumlu anlamda değiştirmektedir. Parfüm tasarımında kokuların kullanılması görsel imgelerle eşleştirilmesi konusunda ön plana çıkar. Bu noktada odunsu, baharatlı, meyveli veya çiçeksi gibi koku tanımlamaları burnun algısını görsel hafızayla eşleştirmek istediğindendir. Bir parfümü tanımlarken, hafif, ağır, sıcak veya soğuk gibi görsel terimleri kullanmamız da bu sebeptendir.

Koku, Görme ve Anılar Arasındaki Kuvvetli Bağlantı

Koku ve görme arasında kurulan ilişki bir tek hatıralar bağlamında değil, algı yönetimini ön plana çıkarma konusunda da önemlidir. Kokular üstüne yapılan araştırmalarda, hafif ve hoş kokuların olduğu ortamlarda bireylerin çevreyi daha olumlu ve iyi şekilde değerlendirdiği ortaya çıkmıştır. Bir mağazaya giren kişinin ortamda algıladığı hoş bir vanilya kokusu üzerine mağazada bulunan ürünleri daha kaliteli tanımladığı görülmektedir. Ayrıca mağazada ferah olarak algılanabilir.

Limon veya turunçgiller notalarını içeren bir koku ise bulunduğu ortamı daha tertipli ve ferah şekilde görünmesini sağlar. Koku ve görsel arasındaki etkileşim, pazarlama stratejileri ve iç mimari olmak üzere çeşitli alanlarda kullanılır. Müzeler, mağazalar ve oteller olmak üzere ziyaretçilerin mekan ile bağ kurmalarını sağlayabilmek için özel koku sistemleri kullanılmaktadır.

Bebek pudrası kokusu yeni doğmuş bir bebeği hatırlatırken, lavanta kokusu ise sıcak ve samimi bir yaz akşamını hatırlatır. Anımsanan anılar, genel olarak koku aracılığıyla etkileşime girmektedir yeniden canlanabilme özelliğine sahiptir. Bundan dolayı bazı kokuları nostalji kavramıyla ilişkilendirmek mümkündür. Koku duyusunun beyin ile doğrudan bağlantıya sahip olma özelliği olduğundan, kokunun anılar ve duyular üzerindeki etkisini açıklar.

Koku ve Tat Alma Duyusu Arasında Kuvvetli Bağ İlişkisi

Okul duyusu ve tat alma duyusu arasında doğrudan bir ilişki bulunmaktadır. Tat alma duyusu tatlı, ekşi, acı ve tuzlu olmak üzere temel lezzetleri algılayabilmektedir. Gerçek lezzet deneyimini hissedebilmek adına koku duyusundan da faydalanılır. Grip veya nezle olmuş bir kişinin, yemek tadımı yaptığında herhangi bir lezzet almamasının sebebi koku ve tat ilişkisinden kaynaklanmaktadır.

Esas lezzet, koku ile bir bütün halde ele alınmaktadır. Nane, limon, tarçın, karanfil ve vanilya gibi aromatik kokular iştah açıcı bir özelliğe sahiptir. Fırından yeni çıkmış ekmek, poğaça veya taze pişmiş kekler, yalnızca burnumuza değil damağımıza da etki sağlamaktadır.

Kokuların Farklı Duyularla Derin Bağ Kurma Etkisi

Kokular beynimizde doğrudan harekete geçirme özelliği sağladığından açlık hissini artırmaktadır. Bu sebeple bazı kokular iştah kesici etkiye sahip olabilir. Acı biber veya sarımsak gibi lezzeti yoğun ve aroması fazla olan kokular, bazı bireyler üzerinde mide bulantısı etkisine sahip olabilir.

Greyfurt, okaliptüs ve yeşil çay gibi taze ve ferah kokular metabolizmayı canlandırma yönünde ön plana çıkar. Ayrıca kişilerin fazla yeme isteğini de bastırmak maksadıyla kullanılır. Koku ve tat duyusu yalnızca yeme içme deneyiminden ziyade beslenme alışkanlıklarını da direkt etkiler. Yiyecek firmaları, menülerine lezzet ekleyeceklerinde mekanın kokusunu da baz almaktadırlar.

 Evde Negatif Enerjiyi Uzaklaştırmanın Yolları adlı yazımız için tıklayın!